http://lovepowerman.com

NİYET HAYIR AKİBET HAYIR ALİ SEMARKANDİ HZ. SÖZLERi

19 Mayıs 2010 | Kategori: Tasavvuf

Niyet hayır akibet hayır. Allah yolunda vuslat; her işin başlangıcındaki niyete göre sonuç vermektedir. Yani insan niyetine göre ya hüsn-ü hatime(Güzel son), ya da su-i hatime(kötü son) ile ömür sürecini noktalar. O halde iyi bir sonuç almak istiyorsak, işe Allah rızası için yola koyulmak gerekir.Rasulü Ekrem(s.a.v); Beş şeyden önce, beş şeyi fırsat ve ganimet bilin:
-İhtiyarlık gelmeden gençliği,
-Hastalık gelmeden sağlığı,
-Fakirlik gelmeden zenginliği,
-Meşguliyet gelmeden boş zamanı,
- Ölüm gelmeden hayatı diye beyan buyuruyor.
İmamı Gazali; her kulun ilk vazifesi önce niyeti öğrenmek, sonra onu(niyeti)amel ile sahih ve sağlam bir hale getirmektir.
Niyetin yeri kalptir. Yani hareket noktası kalp. Dolayısıyla niyeti kalbin bilgi ve iradesiyle bir şeye kesin karar vermesi olarak tarif edebiliriz. Mesala namazda niyet hangi vaktin namazını kıldığını bilmektir, yani niyet edilen şeyi bilmektir. Bir anda dışardan kalb’e gelip giden şeyler(havatırlar) niyet değildir ve bu tür düşüncelerin bir önemi yoktur. Kalben niyet olmaksızın dil ile yapılan niyet sahih değildir. Ancak değişik nedenlerden dolayı (dalgınlık gibi) niyeti hatırlamazsa dil ile söylemesi kafi gelir. Dil ile söylemek niyette şart değildir. Hatta dil ile niyetin bidat olduğunu ileri süren görüşlerde var. Hem kalben hemde dil ile söylemek şöhret derecesinde bugüne kadar yagınlaştığı, ya da ulemaca yol edinildiği için sadece müstehap sayılmıştır..Yani selef iyi olarak değerlendirmiş, oysa ne Rasulü Ekrem, ne sahabe, ne de tabiinden bu durum nakledilmiş değildir. Nitekim Rasulü Ekrem’den sadece aktarılan; namaza başladığı zaman sadece namazda tekbir aldığıdır. .
Niyetimizi sağlam kurmalı, aksi takdirde bozuk bir niyet yüzünden verilen emekler bir anda heba olabilir. Bir insan düşünün, ilmi Allah rızası için değilde dünyalık elde etmek için öğrenirse neye yarar? Ki; Allah Rasulü; Kim, ilmi sırf dünya elde etmek için öğrenirse kıyamet günü cennetin kokusunu koklayamaz buyuruyor(Ebu Davud)
Allahü Teala kıyamet günü kendisine ortak koştuğu kimse için; Git! Kim için amel etti isen karşılığını ondan iste diyecektir(Tirmizi)
Yine Rasulullah(s.a.v); Şüphesiz Allah sizin dış şekillerinize ve cesetlerinize bakmaz fakat kalplerinize ve amellerinize bakar(Müslim) buyuruyor.
Demek ki, şekle değil içerimize sakladığımız niyete önem vermeliyiz. Allah rızası dışında kalbimize gelen düşünceler için istiğfar edip ve tevbe etmelidir. Eğer riyadan korkulursa kalbimize gelen düşüncelerden mesul olmayız.Fahri Kainat Efendimiz dahi; Ey istediği tarafa kalpleri çeviren Rabbim, benim kalbimi senin dininde sabit kıl diye dua ederek kalbin her an dönebileceğine işaret etmiştir. Hiç kimse kalbin dönmeyeceğinden emin olamaz. Allah Rasulü böyle dua edince sordular:
- Ya Rasulullah! Sende mi endişe ediyorsun?
Habib-i Kibriya(s.a.v);
-Beni hangi şey emin kılabilir? Halbuki kalp Allah Teala’nın iki kudret parmağı
arasındadır. Onu dilediği tarafa çevirir buyurdular.
Rasulüllah; Bir adam insanların gözünde Cennetliklerin amelini işler gözükür,
halbuki o, Cehennemliklerdendir. Cennete ancak gerçek müslüman olanlar girecektir. Şüphesiz Allah bu dini facir bir adamla da kuvvetlendirir(Buhari) buyuruyor.
Rasulullah;(s.a.v):
kıyamet günü hesaba çekileceklerin ilki savaşta öldürülen kimsedir. Allah Teala o gün dünyada kendisine verdiği nimetleri hatırlatır derki:
- Verdiğim nimetle neyaptın? diye sorar.
Kul:
-Senin uğruna savaştım, şehit oldum der.
Allahü Teala:
- Yalan söylüyorsun, sen rızam için değil, sana kahraman desinler diye savaştın der ve
sonra yüzüstü sürülerek cehenneme atılır.
İlk hesab çekileceklerden birisi de ilim öğrenen öğreten ve Kur’an okuyan kimse olacak, O’nada Allahü Teala:
- İlminle ne yaptın? sorar.
Cevaben:
-Senin için ilim tahsil ettim der.
Allahü Teala:
-Hayır sana alim ve iyi Kur’an okuyucusudur desinler diye ilim öğrendin ve okudun vs. O’ da yüz üstü Cehenneme atılır.
Hesaba çekilen zengin oluncada yukarda zikredilen örneğe benzer cevap verdiğinde Allahü Teala:
-Hayır sen sana cömert desinler diye malından mülkünden harcamalar yaptın. O’da aynı
muameleye tabi tutulur.
Rasululah(s.a.v); Muhakkakki bütün ameller niyetlere göre değerlendirilir ve karşılık görür.. buyuruyor.
Arabi’lerden bir adam Rasulüllah’a iman edip tabi olduktan sonra;
-Sizinle hicret etmek istiyorum dedi.
Bu kararlı sözleri üzerine Efendimiz onu ashabdan birisine havale ve emanet etti. Birzaman sonra savaş oldu. Sözkonusu o kişi ashabın arkasından geliyordu, yolda düşen ve kalanları gözetiyordu. Orduya yetişince payına ayrılan ganimeti kendisine verdiler. Derhal Efendimizin huzuruna çıkıp;
-Bu nedir ya Rasulullah?
Efendimiz(s.a.v):
-Senin için ayırdım.
Adam:
- Ben sana dünya malı için tabii olmadım, sadece şu boğazıma bir ok atılıpda saplansın
ve öylece ölüp cennete gideyim diye biat ettim dedi.
Rasulü Kibriya:
-Eğer bu niyetinden sadıksan, Allah seni tasdik eder, yalancı çıkarmaz buyurdu.
Biraz sonra düşmanla savaşa girildi. Savaştan sonra hakikaten tam işaret ettiği kısımdan
boğazına bir ok saplanmış ve şehit düşmüştü.
Rasulü ekrem(s.a.v);
Allah’a karşı sadık oldu. Allah’da onu doğru çıkardı. Allah’ım
Senin yolunda hicret edip şehid oldu.. Bende bunun şahidiyim. dedi.
Bir başka örnek ;
Müşriklere ilk ok yağdıran kişi, Onun ismi anıldıkça Rasuli Ekrem tarafından; o cehennemliktir diye nitelendirilen adam. Bu kişi şan ve şöhrete tutkun Kuzman’dan başkası değildi. Ki; Uhudda kıyasıya yapılan savaşta müslümanlar dağılınca :
- Ey Evs topluluğu! Ölmek kaçmaktan hayırlıdır diye seslenecek kadar cesaret sahibi ,
bütün hıncıyla müşriklerden yedi sekiz kişi öldürüp, ağır yaralanacak derecede atılgan biri.. Kendisini savaşta gösterdiği metanetinden dolayı tebrik için gelenlere;
- Ne tebriği diye söylenince, herkes şaşırmış daha sonra da kendisi; bizatihi şan ve şeref için çarpıştığını itiraf etmiş ve nihayet yaralarının acısına daynamayarak kolunun bir damarını kesip intihar eder, Allah Rasulü durumdan haberdar edilince buyurdu ki;
-Allah-ü Ekber, Şehadet ederim ki Ben Allah’ın Rasulüyüm diyerek şükretmiştir.
NAMAZDA NİYET
Mü’minin niyeti kafirin amelinden üstün olması hükmü gereği, müslüman olmak, iyi ile kötüğü ayırd edebilecek(temyiz) yaşta olmak ve niyet edilen şeye kalbin karar kılması niyetin şartlarındandır. Ayrıca herkesin abdest niyetini iyi bilmesi mecburidir, yani niyet ettim abdest almaya, ya da niyet ediyorum farz namazı için abdest almaya denilebilir. Abdes alırken misvak kullanmak iyidir, şayet misvak yoksa misvak niyetine parmaklarla dişleri ovulursa misvaktan sayılır. Gusül alırken de; niyet ettim gusl etmeye, Namaz için niyet ise; Niyet ettim Allahü Teala’nın üzerime farz ettiği namazı kılmaya denilip, şayet namaz cemaatla kılınacaksa ilaveten; uydum imama cümlesinide zikretmek gerekir. Şayet kaza namazı kılınıyorsa niyetinde kaza namazı kılmakta olduğunu belirtmelidir. Unutmamamız gereken bir noktada tekbir sonrası niyetle namaz sahih olmayacağı hususu.
Kalbin karar kılma noktasında niyet edilen dışında bir sözcük veya kelime yanlışlıkla, ya da dil sürçmesinden dolayı söylenmişse bu durum müstesna. Örneğin bir kimse öğle namazı diyeceği yerde sehven ağzından ikindi diye telaffuz ederse öğlene niyet etmiş sayılır.. Niyet ile tekbir arasına dünyevi yabancı bir meşgale olmayacak şekilde iftitah tekbiri ile bitişik niyet olmalıdır. Fakat arada abdest almak, nafile namaz ve mescide yürüme gibi durumlarda ara verilebilir. Mesala abdest bozulduğunda hemen abdesti tazeleyip namaza devam edilebilir.
Farz, bayram ve vitir namazına niyet ederken namazın vaktini belirlemek lazımdır, bugünkü cuma , bugünkü vitire tarzında.. Eğer bir kimse cemaata yetiştiğinde farza niyet eder, kılınan namazın teravih olduğu ortaya çıkarsa, o kıldığı namaz nafile yerine geçer. Zaten yatsı namazından önce teravih namazı yoktur kılınsa da caiz değildir.
Bir kimse vakti çıkmamıştır inancı ile öğle namazını kılsa, kılmış olduğu namaz kaza yerine sayılır, veya öğle vakti içinde hem öğle hemde ikindi namazına niyet etse vakti girmiş olan namaz için geçerlidir niyeti.
Cuma namazını vaktin farzı niyeti ile kılmak olmaz, asıl vakit öğlenindir çünkü.
Niyette rekatların sayısını anmaya gerek yoktur.
Nafile namazlarda sadece namaza niyet yeterli, nafilelerde namaza niyet ettim kafidir, velev ki, sabah namazının sünneti olsun. Şu vaktin ilk sünneti veya son sünnetine niyet etmekde de sakınca yoktur, fakat teravih namazını (vaktin sünnetini) kılmaya niyet ettim demelidir.
İmamın imamlığa niyet etmesi ancak kadınlara imamlık durumunda şarttır.. Cemaat halinde imama uydum demek şarttır, aksi takdirde namaz sahih olmaz. Aynı zamanda imama uyarken uyanın kıldığı namazı belirtmesi şarttır. İmam Allahu Ekber kelimesini bitirmeden imama uyan kişi, imamdan önce tekbir getirirse imama uymuş sayılmaz. Fakat ikinci kere tekbir alırsa imama uymuş olur.
Kıbleye niyet etmek şart değildir. Sadece kıbleye dönmek şart. Demek ki, döndüm kıbleye diye niyete gerek yoktur, zaten namaz kıbleye yönelik kılınır.
Kendisine uyulan imamın kim olduğunu bilmek gerekmez. Ancak şahıs ismi belirtipte, niyet ettiği şahıs değilse namaz sahih olmaz. Çünkü kayda bağlanmış niyettir. İmam; ben bana uyanlara imam oldum dese kendisine kadınlarda uyabilir.
Cenaze namazı kılan kimse Allah için namaza meyyit için duaya diye niyet eder. Cenaze namazı hakikatte duadan ibarettir. Çünkü onda kıraat, rüku ve sücud yoktur. Cenaze namazın da erkek ya da kadın adına niyet tayininde hata varsa namaz sahih olmaz.
Hac için önceden niyet etmekte sakınca yoktur, örneğin bir insan evinde Hacca niyet edipte yola çıktığında, niyet etmeksizin ihrama girerse bu Hac caizdir.
Bütün ibadetlerde bir işi Allah’a nisbet etmek şart değildir. Zaten Allah için namaz kılınır, Allah için oruç tutulur,Senin rızan için oruç tutmaya demek gerek yoktur.
İbadetlerin dışında, mesala dünyalık işlerimiz içinde Allah için niyet edilirse o iş bir anda ibadete dönüşebilir. Ki Gavs-ı Sani ; Bir insan sabahleyin işine giderken; Ya Rabbi senin vermiş olduğun rızkı kazanmak için işe gidiyorum dese o gün çalıştığı mesaisi ibadet olur diye buyurmuştur.
Velhasıl niyet gerek hayatın maddi alanında gerekse manevi alanında mevcut önemli tek bir unsur.



Yorum Yapın