Kendisiyle Temizlik Yapılabilen Sular (NURUL-İZAH)
02 Mayıs 2010 | Kategori: Fıkıh
NURU’L-İZAH
Mütercimin Önsözü
Bu kıymetli kitabı tercüme firsatmı veren Allah’ıma hamdol-sun, Sevgili Peygamberine, O’nun âline, ashabına ve bağlılarma-dünyalar durdukça salât ve selâm olsun.
Hanefî mezhebinin önde gelen âlimlerinden Ebu’l-İhlâs Hasan el-Vefâî eş-Şürünbülâlî {Rahmetullahi aleyhinin Hanefî fik-hında kaleme aldığı güvenilir ve derli toplu bir ilmihal olan bu Nûru’l-îzâh isimli eseri, önemine binâen muhtelif âlimler tarafin-dan şerhedilmiştir.
Tercümesini sunduğumuz elinizdeki bu kitap ise, giriş kısmında da belirtildiği gibi gramer, feraiz ve daha birçok ilim dallarında ciddi araştırmaları ve şerhleri bulunan Muhammed Muhyid-din Abdülhamid tarafından şerhedilmiştir. Kitabın sonunda ayrıca zekât, hac ve umre konularının yer aldığı “Hibetul-Fettâh” adıyla aynı zat tarafından Nûru’l-Izâk’ı tamamlayıcı mahiyette hazırlanan bir de bölüm vardır.
Ahâlisinin büyük çoğunluğu Hanefî mezhebine mensup olan Türk milletince fikıh konusunda vazgeçilmez müracaat kitapları arasında yer alan bu kitap, hâlâ bu özelliğini korumaktadır.
Kitap, Arapça bilmeyen geniş halk kitlelerinin de istifadesine sunulmak üzere tarafımızdan yeniden tercüme edilmiş, tercüme ederken de aşağıdaki hususlar göz önünde bulundurulmuştur:
1) Bizim insanımızın anlayabileceği sade bir Türkçe kullanılmasına özen gösterilmiş, ancak Arapça ve Farsça asıllı olmakla beraber fıkhı ve dinî bir terim olarak dilimize yerleşmiş bulunan kelime ve ifâdeler aynen korunmuştur.
2) Kelime kelime tercümenin yetersiz kaldığı hallerde parantez ( ) içinde yardımcı kelime ve ibareler verildiği gibi, kitabın metninde adetâ rumuz halinde bulunan ifâdeler, muhtelif şerhlerden de istifâde edilerek, yine parantez içindeki açıklamalarla desteklenmiştir. Bu açıklamalarla karışmaması için kitabın Arapça metninde mevcud olan orijinal ifadeler ayrıca köşeli parantezi içinde belirtilmiştir.
3) Okuyucuyu daha da aydınlatmaya yönelik olarak,Hjdk nâdir de olsa, tarafımızdan ayrıca dipnotlar konulmuş ve bunlara parantez içindeki (mütercim) sözü ile işaret edilmiştir,
4) Gerek dinî ilimler tahsil eden talebe kardeşlerimize ve gerekse Türkçesini Arapçasıyla karşılaştırmak isteyenlere bir kolaylık olmak üzere, kitabın Arapçasıyla Türkçesi aynı sayfa numarasıyla ve karşılıklı olarak verilmiştir.
5) Bir fıkıh kitabı olması dolayısıyla kitap, büyük bir dikkat ve titizlikle tercüme edilmiştir. Buna rağmen meydana gelmesi muhtemel bazı kusurlarımızı hatırlatacak Müslüman kardeşlerimize şimdiden teşekkür ederiz.
Kitabın dizgisinde ve tashihinde, olabilecek azamî titizliği gösteren ve naçizânemi yer yer ikâz eden arkadaşlarıma ve kitabın gün yüzüne çıkması için emeği geçen herkese şükranlarımı sunarım.
Son olarak yaptığımız bu nâçiz çalışmamızı rızasına uygun kılmasını Allah sübhânehû ve teâlâ’dan diliyor ve sizleri kitapla başbaşa bırakıyorum.
Fatih 13 Temmuz 199 Süleyman Çelik[1]
[1] Hasan b. Ammar Ebu’l-İhlas el-Mısri eş-Şurunbulâli, Sebilu’l-Felah Fi şerhi Nuru’l-İzah ve Tercümesi, Kahraman Yayınları: 3-4.
GİRİŞ
Hamd olsun âlemlerin Rabbi’ne, salât ve selâm olsun peygamberlerin sonuncusu Efendimiz Muhammed Mustafa’ya, O’nun temiz aile fertlerine ve topyekûn ashabına…
Kendisi Hanefî olup Rabbine muhtaç bulunan bu Ebul-İhlâs Hasan el-Vefâî eş-Şürünbülâlî bendeleri, şunu ifade etmek ister ki:
Bazı dostlarım -Allah onları ve bizleri lütuf ve ihsanından ayırmasın- benden, hacimli kitaplarda ve dağınık bir halde bulunan ibadete dair bir takım meseleleri başlangıç seviyesindekilere derli toplu sunacak ve temel teşkil edecek bir çalışma yapmamı istediler. Ben de Allah Teâlâ’ya sığınıp sevabını O’ndan bekleyerek bu işe koyuldum. Bu sahada söz sahibi olanların kesinkes doğru bildiği şeylerden başkasına kitabımda yer vermediğim gibi, meseleyi de Öyle dallandırıp budaklandırmadım. Kitaba “Nûru’l-îzah ve Necâtü’l-Ervâk” adım verdim. Allah’tan dileğim o ki, insanlar bu kitaptan her zaman istifade etsin ve yararlansınlar.
Kendisiyle Temizlik Yapılabilen Sular
Yedi türlü su ile temizlik yapılabilir ki bunlar:
İ) Gökten inen (yağmur) suyu,[2]
2) deniz suyu[3],
3) ırmak suyu, [4]) kuyu suyu,
5) kar suyu,4
6) dolu suyu,5
7) kaynak suyudur.[5]
Su Çeşitleri ve Suyun Vasıfları
Sular beş türlüdür:
1) Hem temiz hem de temizleyici olan ve mekruh olmayan
sulardır ki, bunlara “mutlak sular” denir.
2) Temiz ve temizleyici olduğu halde mekruh[6] olan sulardır. Bunlar da kedi ve benzeri [7]hayvanların üzerinden içtiği, az (kabul edilen) sulardır.
3) Temiz olduğu halde temizleyici olmayan sular. Bunlar abdest için (veya cünüplüğü gidermek için) kullanılan sular yahut da abdest niyetiyle abdestlinin yeniden aldığı abdestin suyudur.[8]
Su Ne Zaman ‘Kullanılmış” Sayılır?
Su vücuddan ayrılmakla “kullanılmış” sayılır.
Hangi Suyla Abdest Alınmaz?
Sıkmaksızm kendi kendine çıksa dahi, ağaç ve meyve suyu ile abdest alınamayacağı gibi, ki en doğrusu da budur,[9] kaynatma neticesinde veya başka maddelerin suya galebesi (özelliğini bozacak şekilde suya karışması) sonucunda tabiî özelliğini yitiren su ile de abdest alınmaz.
Ne Zaman Galebe (Baskınlık) Meydana Gelir?
Katı maddelerin suya karışarak sudaki incelik (yumuşaklık) ve akıcılığı gidermesi neticesinde galebe (baskınlık) meydana gelir.
Safran, meyve ve ağaç yaprağı gibi katı maddelerle suyun bütün vasıflarının değişmesinin bir zararı yoktur.
Bir de, süt gibi kokusu olmayıp yalnızca rengi ve tadı bulunan mavilerin bir tek vasfının su üzerinde belirmesi ve sirke gibi üç özelliğe sahip olan mavilerin iki vasfının suda belirmesi ile galebe meydana gelir.
Kullanılmış su ve kokusu gitmiş gül suyu gibi herhangi bir vasiî bulunmayan maddelerde galebenin olup olmadığı tartıyla belirlenir. Eğer bir ntıl[10] mutlak suya, iki rıtıl kullanılmış su karışmışsa bu suyla abdest alınmaz, aksi halde alınır.
4) Pis su: İçine pislik düşen az ve durgun su pistir. :
Eğer su, ona on (10×10) zirâin altında [11]ise az sayılır ve içine
5) Üzerinden eşek ve katırın içtiği su ki, bu suyun temiz olup olmadığı şüphelidir.
Artık Sular[12] .
Az[13] (kabul edilen) ve canlı artığı bulunan sular dört kısımda mütâlâa edilir:
Birincisi, temiz ve temizleyicidir. Bunlar, insan, at ve eti yenilen hayvanların [14]artıklarıdır.
İkincisi, pis olup kullanılması caiz değildir ki bunlar
ı köpek[15], domuz ya da kaplan ve kurt gibi yırtıcı hayvanların[16] artıkları olan sulardır.
Üçüncüsü, başkası varken[17] kullanılması mekruh olan kedi,[18] başı boş tavuk;[19] doğan, atmaca, şahin, çaylak[20] gibi yırtıcı kuşlar ve akrep hariç, fare gibi ev hayvanlarının artıklarıdır.
Dördüncüsü, katır[21] ve eşeğin artığı olup bunun temizliği şüpheİidir; eğer başka su yoksa bununla abdest alınır ve ardından temmüm[22] edilerek namaz kılınır.
Temiz Kaplar ile Pis Kaplar
Yahut Temiz Elbiseler ile Pis Elbiseler Birbirine Karışmışsa
Çoğu temiz olan kapların içine pisleri karışmışsa, abdest alrak ve içmek için bunlar arasından temiz olanı araştırılır.[23] Eğer birbirine karışan kapların çoğunun pis olduğu biliniyorsa, sadece içmek[24] için araştırma yapılır.
Temiz ve pis elbiselerin birbirine karışması durumunda , aralarından temizini bulmak için mutlaka araştırma yapılır. Elbisenin çoğu temiz ya da çoğu pis olmuş farketmez.
Kuyular ve Bunların Temizlenme Yolları
İçerisine tırnaklı hayvanların pisliklerinin dışında, az da olsa, kan veya şarap gibi pislik düşen küçük kuyuların[25] suyu boşaltılır. Eğer böyle bir kuyuya domuz düşer de ağzı suya temas etmeden diri olarak çıkarılırsa veya kuyuda köpek, koyun ya da insan ölürse yahut küçük de olsa düşen hayvan kuyuda şişer ise yine kuyunun suyu boşaltılır. Tamamen boşaltılması mümkün değilse, içerisinden iki yüz kova su çıkartılır.
Eğer içerisinde tavuk, kedi ve benzeri şeyler ölmüşse kuyudan kırk kova su; fare ve benzeri hayvanların ölmesi halindeyse yirmi kova su çıkarılmalıdır. Kuyunun, kova ve kovanın sarkıtıldı-ğı ipin, su çıkarıcının elinin temizliğini temin için (bu uygulama) yapılır.
Kuyu; koyun ve deve gibi hayvanların gübresiyle, at, katır ve eşek gibi hayvanların yahut da sığır ve benzeri hayvanların gübrelerinin düşmesiyle pislenmez. Ancak gübre, bakılınca göze çok geliyor, ya da kova sarkıtıldığı zaman kuyunun her tarafında gübreye değiyor ise kuyu pislenmiş olur.
Güvercin, serçe pisliğiyle ve balık, kurbağa yahut suda yaşayan bir hayvanın yahut da böcek, sinek, an ve akrep gibi kansız haşeratm suda ölmesiyle yahut, üzerinde pislik bulunmayan insan ya da eti yenen bir hayvanın suya düşüp ölmeden çıkarılmasıyla yahut katır, eşek, yırtıcı kuş ve maymun vs. gibi yabani hayvanların düşmesiyle su pislenmez. Düşen hayvanın salyasının suya karışması halinde hayvanın durumuna göre değerlendirme yapılır.
Kuyuya ne zaman düştüğü bilinmeyen bir hayvan ölüsü, kuyuyu, bir gün bir geceden itibaren; eğer hayvan şişmiş halde ise, üç gün üç geceden itibaren kirletmiş sayılır.
Taharetlenme1 ve Abdestten Önce Yapılması Gereken Şeyler
Bir erkeğin, sidik belirtisi kalmayıncaya kadar ve yürümek,
1 Taharetlenme; necasetin (pisliğin) çıkış yerinin silinmesi veya yıkanmasıdır. Fıkıh ulemasına göre ise pisliğin, sn ve benzeri şeylerle giderilmesidir.
öksürmek, sağ veya sol yana yatmak ve alışık olduğu birtakım hareketleri yapmak suretiyle kalbi tatmin oluncaya kadar istibrâ[26] yapması gerekir. Sidik yaşlığının tamamen ortadan kalktığına iyice kanaat getirilmeden abdeste başlamak doğru değildir.
Taharetlenme (İstincâ) ile İlgili Hükümler
Ön ve arkadan çıkan pisliği, çıkış yerinin dışına sirayet etmediği sürece, temizlemek sünnettir. Eğer pislik, çıkış yerinin dışına bir dirhem[27] miktarı kadar sirayet etmişse bunun temizlenmesi vacip, bir dirhemi geçmiş ise farzdır.[28]
Cünüplükten, hayız ve nifastan kurtulmak için yıkanırken, çıkış yerindeki pisliği, isterse az olsun, yıkamak farzdır.
Temizlenmeye elverişli bulunan taş ve benzeri şeylerle taharetlenmek sünnet olup suyla taharetlenmek daha iyidir. En iyisi hem taş hem de su ile taharetlenmektir. Önce taşla silinilir, sonra suyla yıkanılır. Sadece su veya sadece taşla da taharetlenilebilir.
Taharetlenilecek yerin temizlenmesi sünnet, birden fazla taşla temizlenmek ise menduptur, müekked sünnet değildir. Daha az taşla temizlik temin edilse bile üç adet taşla taharetlenmek menduptur.
Nasıl Taharetlenilir?
Taşla taharetlenilirken, eğer husye sarkıksa, pislik mahallim evvelâ önden arkaya doğru silmeli, ikincisinde arkadan öne, üçüncüsünde de önden arkaya doğru silmelidir. Sarkık değilse silmeye arka taraftan başlanılır. Kadınlar, tenasül uzuvlarının kirlenmemesi için silmeye önden başlamalıdırlar.
Daha sonra eller su ile yıkanır. Bunun ardından erkekler, bir jveya iki, ya da duruma göre, üç parmaklarının iç kısımlarını, ^başlangıçta orta parmaklarını, daha sonra da yüzük parmaklarım 1 diğerlerinden ileri çıkararak taharet mahallini suyla oğuşturmak suretiyle yıkarlar. Sadece tek parmakla yıkamamalıdır. Kadınlar, (lezzet meydana gelmemesi için, başlangıçta orta parmaklarını iyüzük parmaklarıyla birlikte öne çıkarırlar. Pis koku gidinceye ka-jjdar yıkamaya devam etmeli ve eğer taharet yapan oruçlu değilse jmakatmı gevşetmek suretiyle yıkamalı, oruçluysa kalkmadan önce (makatını kurul amalidir. Taharetlenme işi bitince, elleri tekrar fyıkamak gerekir.
Kendisiyle Taharetlenmek Uygun Olan ve Olmayan Şeyler
Taharetlenmek için avret mahallini açmak doğru değildir. Eğer pislik, çıkış yerinin dışına sirayet eder ve sirayet eden bu miktar bir dirhemi geçerse, o vaziyette namaz kılmak doğru ve makbul olmaz. Pisliği giderecek birşey varsa ve kendisi de tenhâ bir yerde değilse, pisliği avret mahallini açmaksızın temizler.
Def-i Hacet Sırasında Yapılması Mekruh Olan Şeyler
Taharetlenmek için avret mahallini açmak doğru değildir. Pisliği temizleyecek birşey varsa ve bulunulan yer de tenhâ değilse, avret mahallini açmaksızın pislik giderilmeye çalışılır. Eğer pislik, çıkış yerinin dışına bir dirhemden fazla sirayet etmişse, o vaziyette namaz kılmak doğru ve makbul olmaz.[29]
Hangi Şeylerle Taharetlenmek Uygundur, Hangileriyle Değildir?
Kemikle, insan ve hayvanların yemesine elverişli şeylerle; kiremit, porselen, kömür, cam, kireç, kıymetli ipek [30]ve pamuklu kumaş parçalarıyla, bir de özürsüz olarak1 sağ elle taharetlenmek mekruhtur.
Def-i Hacet Yapmanın Usûl ve Âdabı
Helaya girmeden önce «Eûzü billahi mineşşeytânirracîm» denilir ve sol ayakla girilir. Otururken sol tarafına dayanılır ve mecbur kalmadıkça konuşulmaz.
Bina içinde de olsa, def-i hacet sırasında kıbleye dönmek, arkasını kıbleye vermek, kapalı olmayan yerlerde güneşe, aya ve rüzgârın estiği tarafa dönmek tahrîmen mekruhtur.
Öte yandan suya, gölgeli bir yere, yerdeki bir deliğe veya yarığa, yola, meyveli bir ağacın altına işemek ya da büyük abdest yapmak ve özürsüz olarak ayakta işemek de mekruhtur. ‘..
Heladan sağ ayakla çıkılır ve:
«El-hamdü lillahillezı ezhebe anni’l-eza ve âfânî=Bendeki sıkıntıyı giderip bana rahatlık veren Allah’a hamdolsun» diye dua edilir.
1 Sağ elle taharetlenmenin mekruh oluşu, bu elin şanını yüceltme isteğinden kaynaklanmaktadır. Çünkü insan sağ eliyle yer (içer). Sağ elin yemek esnasında taharette kullanıldığı hatıra gelip de tiksinti vermesin diye de bu el taharette kullanılmamalıdır.
Geçmiş Konularla İlgili Sorular
Temizlik nedir, fikhî yönden temizlik ne demektir?
Temizliği, fıkıh ulemasına göre ıstılah yönünden açıklayınız ve temizlenmesine hükmolunan yerlerle nerelerin ve “su benzeri” ile hangi şeyin kasdolunduğunu belirtiniz.
Kendisiyle temizlenilmesi caiz olan sular hangileridir?
. Gökten inen su ile kasdolunan, deniz suyuyla, ırmak suyuyla, dolu ve kaynak sdyıiyla kasdolunan şey nedir?
Sular kaç kısma ayrılırlar? Mutlak suyun hükmü nedir?
Kedi ve benzeri hayvanların içtiği az kabul edilen suyun hükmü nedir? Kediye sdnzer hayvanlar nelerdir?
Kullanılmış su ve bununla ilgili hükümler nelerdir? Su ne zaman “kullanılmış” sayılır?
| Abdest alınması caiz olmayan sular hangileridir? Ağaç ve meyvelerden [kendiliğinden çıkan su ile bunlardan insanların sıkması sonucu elde edilen su için verilecek hüküm aynı mıdır?
I Katı şeylerin karışmasıyla suda galebe (baskınlık) nasıl, sıvı şeylerin karışmasıyla nasıl meydana gelir? Suyun vasıflarını değiştirdiği halde zarar vermeyen şey nedir? Kendisinde iki vasıf bulunan sıvının karışmasıyla, üç vasıf bulunan ve niçbir vasfı olmayan sıvıların suya karışmaları arasında ne gibi farklar vardır? '
Pis su nedir? Temizliği şüpheli olan su hangisidir?
Hangi miktardaki su az kabul edilir?
Hangi miktardaki sular çok sayılır? "Artık su" nedir, ıstılâhî yönden ne demek- Üzerinden nice insan ve hayvan içtiği halde nehir ve deniz sulan neden artık su sayılmaz?
Artık sularla ilgili hükümler kaça ayrılır? Az kabul edilen sudan insan ve at içtiği :akdirde bu su İçin ne hüküm verilir? Bu sudan ağzı temiz birisi içerse ne hüküm, ağzı 3is olan birisi içerse ne hüküm verilir?
Az kabul edilen sudan köpek, yahut domuz, yahut da yırtıcı hayvanlardan biri çerse bu su için ne hüküm verilir? Bunların her biri için verilen hükümler hangi delilere dayanır?
Kedinin yahut başı boş dolaşan tavuğun, üzerinden içtiği ve az kabul edilen suyun hükmü nedir ve bu hüküm için delil nedir? Başka su varken kullanılması mekruh olmak ne demektir?
Başı boş tavuk ne demektir? Bunun artığı niçin mekruhtur? Temizliği şüpheli
artık hangisidir ve bu şüphenin sebebi nedir?
Kafeste muhafaza olunan tavuğun artığıyla ilgili hüküm nedir?
Herbirinin eti murdar olduğu halde yırtıcı kuşlar ile yırtıcı hayvanların artıkları neden birbirinden farklıdır? Şüpheli artıklar için ne hüküm verilir?
Araştırma ne demektir? Kapların veya elbiselerin çoğunun temiz olmasına dair verilen hükümle bunlartn çoğunun pis olması hakkında verilen hüküm aynı mtdır? Şayet bu hükümler arasında fark varsa, sebebi nedir?
Bir kuyunun küçük veya büyük kabul edilebilmesi için ölçü nedir? Bunlardan herbirinin içine pislik düştüğünde verilecek hüküm nedir?
Kuyudan ne zaman iki yüz, ne zaman kırk, ne zaman yirmi kova su çıkarılır?
İçerisine pislik düşmüş bir kuyudan çıkarılması gereken suyu çıkarma işinde kullanılan kova ve kuyunun duvarlanyla ilgili hükümler nelerdir?
İçerisine gübre düşen kuyu ne zaman pis olur? (Düşen) gübre ne zaman çok kabul edilir? Suyun içerisine hangi şey düşünce suyu bozmaz?
Bir kuyuda bulunan hayvan leşinin ne zaman düştüğü bilinmese ne yapılması, kuyuya ne zaman düştüğü bilinmeyen şişmiş bir hayvan ölüsüne rastlanırsa ne yapılması gerekir?
Taharetlenme nedir? Fıkıh ulemasına göre ıstıfâhî bakımdan taharetlenme nedir?
İstibrâ nedir, ne ile yapılır, taharetlenme ile ilgili hüküm nedir?
Taharetlenme ne zaman sünnet, ne zaman vacip ve ne zaman farzdır? Hangi şeyle taharetlenmek sünnettir? Suyla taharetlenme ile taşla taharetlenme aynı mıdır?
Temizlenmeye elverişli taşla ne kasdolunmaktadır? Taştan başka daha ne gibi şeylerle taharetlenilebilinir?
Taşla taharetlenilmede mendup olan belli bir sayı var mıdır? Bu sayı ne zaman sndup olur?
Taşla kadınlar nasıl, erkekler nasıl taharetlenirler? Kendisiyle taharetlenilmesi mekruh olan şeyler nelerdir? Def-i hacetin âdâbıyla ilgili neler biliyorsunuz?
[1] Temizlik, Kur’an-ı Kerim’in, «Onların mallarından sadaka al; bununla onları (günahlardan) temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin» (Tevbe, 103) mealindeki âyet-i celüesi ile,
“Ey Peygamberin ev halkı! Şüphesiz, Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister” (Ahzâb, 33) mealindeki âyet-i celîlesinde geçtiği üzere manevî olabileceği gibi maddî de olabilir. Ama Fıkıh uleması temizlik deyince, “Temiz su ve (su bulunmadığı zaman teyemmüm yapılabilen temiz toprağa) benzer şeyleri kullanarak namaz ve namazla alâkalı (insanın vücudu, elbisesi, namaz kılınan yer gibi) şeylerin temizliği”ni kasdetmektedirler.
[2] Yağmur suyunun temizleyici olduğuna, “Sizi temizlemek için üzerinize gökten su (yağmur) indiriyordu.” (Enfâl, 11) âyet-i celîlesiyle işaret edilmektedir.
[3] Burada bahsi geçen deniz suyundan maksat tuzlu sudur. Bu suyun temizleyici olduğu, Efendimiz (Aleyhissaîâtü vesselâm)’e deniz suyunun temiz olup olmadığı sorulduğu zaman söylediği: “Onun suyu temizdir, içinde ölen(in yenmesi) de helâldir” mealindeki hadis-i şerifi gereğince temizdir. Ayrıca, “Deniz suyunun temizlemediğini Allah temizlemesin” diye bir söz de vardır. Abdullah t>. Ömer b. Hattab (RadıyaÜahu anhüma) gibi bir takım sahabeye göre ise acı olduğu ve kokusu hoş olmadığından deniz suyuyla temizlenmek doğru değildir.
[4] Kar ve dolunun erimesi neticesinde meydana gelen su ile de temizlik yapılabilir.
[5] Yerden çıkarak akıp giden kaynak suları.
[6] Mutlak su varken böyle bir suyu kullanmak tenzîhen mekruhtur, tahrîmen değil… Mutlak su bulunmadığı zaman bu suyun kullanılması aslında mekruh olmaz.
[7] Başı boş tavuk, yırtıcı kuş ve yılan gibi.
[8] Abdestsiz bir kimsenin abdest aldığı su ile abdestlinin kurbet niyetiyle abdest almak için kullandığı su arasında bu hususta herhangi bir fark yoktur.
[9] Musannif, kendi kendine çıkan meyve suyu veya ağaç suyu ile abdest alınamayacağı görüşünü benimsemiştir. Ancak el-Hidâye müellifi olup el-Kenz ve et-Tenvîr adlı kitapları da şerheden zat, (meyve ya da ağaçtan) kendiliğinden çıkan suyla abdest alınabileceğini söylemişlerdir. Sıkma sonucu çıkan suyla abdest alınamayacağı hususunda ise herkes müttefiktir.
[10] Rıtıl: Suİu şeyler için kullanılan bir ölçü birimi olup, bulunduğu mıntıkaya göre değişmekle beraber genellikle bir rıtıl bir okka kabul edilirdi. Bir okka 400 dirhem, bir dirhem ise 3.207 gramdı.
[11] Bilinmelidir ki sular, ya kare biçiminde bir mekânda bulunur, ya dâire şeklinde bir yerde veya dikdörtgen şeklinde bir mekân yahut havuz içinde bulunur.
Eğer su, kare şeklinde bir yerde ise ve bir taran da on zira’ veya daha fazla ise içindeki su çok, on zirâ’dan az ise az sayılır.
Eğer su, daire şeklinde bir mekânda olup çevresi otuz altı zira’ ise içindeki su çok, otuz altı zirâ’dan küçük ise az sayılır.
Havuz her hâl ü kârda, içerisinden su avuçlandığında, dibi belirmeyecek şekilde derin olmalıdır, en doğru görüş de budur. i
Zira’: 75.8 cm olan eski bir uzunluk ölçüsü birimidir.
düşen pislik, suya tat, renk ve koku yönünden tesir etmese dahi bu su pistir.
[12] Artık su; üzerinden insan ya da hayvanın içtiği az (kabul edilen) suya denir.
[13] Az (sayılan) su, ona on (10×10) zirâ’dan veya benzeri ölçüden daha küçük yerlerde bulunan sulardır ki, ırmak ve deniz sulan bu hükmün dışındadır. Çünkü ırmak veya denizden ne kadar insan veya ne kadar hayvan içerse içsin “artık su” kabul edilemez.
[14] Eğer su içen hayvanın ağzında pislik yoksa, su pis olmaz. Şayet bir kimse domuz eti yemiş veya şarap içmiş yahut da ağız dolusu kusmuş ve ağzının kiriyle de az (sayılan) sudan içmişse, bu su pislenir ama, suyu eğer oradan zaman geçtikten ve ağzına gelen salya veya tükrüğü defalarca evirip çevirip tükürdükten sonra içmişse pis olmaz. Bu, İmam A’zam ve Ebu Yûsuf a göre böyledir. İmam Muhammed ise ağzını yıkamadıkça ne olursa olsun su pis olur demiştir. -
[15] Köpeğin artığının pis olduğuna Peygamber (Aleyhissalâtü uesse, hadis-i şerifi delildir:
«Herhangi birinizin kabından köpek içerse onu üç kere yıkasın.»
Bu yıkama emri, pisliği temizlemekten başka bir maksat için verilmiş Öeğildir… Bu hadis-i şerifin rivayetinde ihtilâf bulunduğundan, bize göre, bi-] isi toprakla olmak üzere, kabı yedi kere yıkamak menduptur.
Domuzun artığının, pisliğin ta kendisi olduğu Kur’ân-ı Kerîm’le sabit olup . Ulah Teâlâ şöyle buyuruyor:
«Domuz eti -ki pisliğin ta kendisidir-…» (En’âm, 145)
Yırtıcı hayvanların salyaları etlerinden salgılanır. Etleri murdar olan bu hayvanların salyalarının da pis olacağı ve suya intikal eden salyanın, suyu kirleteceği açıktır.
[16] Yırtıcı hayvanlar kaplan, kurt, maymun ve benzeri hayvanlardır.
[17] Yani mekruh olmayan bir su yoksa, bu suyun kullanılması mekruh değildir. Hatta bu gibi sular varken teyemmüm yapmak doğru olmaz.
[18] Kedinin ehlî bir hayvan olup sürekli evlere girip çıktığına ve insanları bazı şeylerden koruduğuna göre, bu hususta biraz kolaylık göstermek icab etmektedir. Nitekim Rasûlullah (Aleyhissalâtü vesselam) kedinin pis olmadığını söylemiştir. Ancak kedinin, pisliklerden sakınmadığı göz önünde bulundurularak artığı tenzîhen mekruh kabul edilmiştir. Bu konuda, iki hususu göz önünde bulundurmak gerekir: Birincisi kedinin durumu, ikincisi de onunla haşir-neşir olan insanların durumu. Bu durumlardan yalnızca biri göz önünde bulundurulmuş olsaydı eğer, ya kedi artığını kullanmanın haramlığına ya da kerâhetsiz hellâlliğine hükmedilebilirdi.
[19] Yani temiz, pis her yerde başı boş gezip dolaşan tavuk. Çünkü bunların gagalarının pis mi, temiz mi olduğu şüpheli olduğundan artıklarını kullanmak mekruhtur. Şayet kafes ve benzeri yerlerde muhafaza edilse de gagasının temiz bulunduğundan emin olunsa, meselâ böylelerinin artığı şüphesiz temizdir.
[20] Hepsinin eti de murdar olduğu halde, yırtıcı hayvanlarla yırtıcı kuşlar arasında fark vardır. Çünkü yırtıcı hayvanlar suyu, pis salyalarının ıslattığı dilleriyle içerler. Ama yırtıcı kuşlar gagalarıyla içerler ki gagaları kemiktendir ve kemikse temizdir.
[21] Eşeğin artığının şüpheli oluşunun sebebi, etinin helâl oluşu ya da haram oluşu hakkındaki delillerin birbiriyle çelişir durumda olduğundandır. Hadis-i şeriflerden birinde eşek etinin helâl olduğu ifade edilirken, bir başkasında haram olduğu belirtilmektedir. Dolayısıyla eşek artığının teiniz olup olmadığı hususunda şüpheliyiz… Eşekten doğan katır da eşek hükmündedir.
[22] En iyisi önce abdest alıp sonra teyemmüm etmektir. Çünkü îmam Züfer, ab-desti teyemmümden önce almanın vacip olduğunu söylemiştir.
[23] Araştırma: Temiz olanı pisten ayırmak için olanca gücün harcanmasıdir.
[24] Abdest için araştırma yapılmamasının sebebi, çoğunun pis olması, abdest yönünden hepsinin pis olması manasına geldiği içindir, Bir de şu husus vardır ki, abdest yerine teyemmüm edilebilir; dolayısıyla kapların tamamının pis olduğunu söylemekle maslahata aykırı birşey ifade etmiş değiliz.
İçmeye gelince, insanlar normalde pis suyu içmek istemezler. Ama bu sudan başka suyun bulunmadığı ve şiddetli susuzluğun başgösterdiği bir yerde hayatın devamı için içmeye öncelik verilir.
Elbiselerde, su kaplarmdakine benzer bir ayırım yapmadık. Çünkü na mazda açık (avret) yerleri kapatmak için elbisenin yerini tutacak başka ben^ zeri bir şey bulunmadığı halde, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi toprak^ suyun yerini tutabilir.
[25] Kuyular, küçük ve büyük olmak üzere iki türlüdür. Küçük kuyular, ona on (10×10) zirâ’m altında olanlardır. Büyük kuyularsa ona on zira1 ve daha büyük kuyulardır.
İçerisine az da olsa pislik düşen küçük kuyunun boşaltılması vaciptir. Ancak az miktarda deve ya da koyun gübresi ve benzeri şeylerin düşmesi halinde kuyu boşaltılmaz, çok miktarda düşmüşse boşaltılır.
Müellif, büyük kuyularla ilgili görüşlerini, “İki yüz kova…” sözleriyle belirtmiştir. Yani bu tür kuyulara şayet büyük hayvan düşmüş, yahut düşen hayvan küçük olduğu halde içerisinde şişmiş ise (ve kuyunun tamamı boşaltüamıyorsa) iki yüz kova su çıkarılır. Kedi gibi orta büyüklükte bir hayvan düşmüşse kırk kova, fare gibi küçük bir hayvan düşmüşse yirmi kova su çıkarılır. Tabii ki suyun, düşen hayvanların çıkarılmasından sonra çekilmesi gerekir.
[26] îstibrâ; sidiğin çıkış yerini yaşlık ve benzeri şeylerden, müellifin yukarıda belirttiği yollarla temizlemektir.
[27] Dirhem; eski bir ağırlık ölçüsü birimi olup 2.30 grama karşılıktı.
[28] Taharetlenmeyle ilgili üç hüküm vardır ki, üçü de çıkan pisliğin durumuyla alâkalıdır. Eğer pislik, çıktığı yerin etrafına sirayet etmez ise temizlemesi sünnet; bir dirhem miktarı kadar sirayet ederse vacip; bu miktardan fazla sirayet etmiş ise temizlemesi farzdır.
[29] (Yalnızca) dirhem miktarı kadar pisliğe şer’an müsamaha edildiği bilinmelidir. Eğer sadece çıkış yerinin dışına taşan pislik bir dirhem kadar ise buna göz yumulamaz. Binaenaleyh mükellef, göz yumulan bu bir dirhemin üstündeki pisliği, mümkünse su ve benzeri şeylerle gidermesi şartür. Aksi halde o vaziyette hem abdest alır hem de teyemmüm eder, sonra (namazı) iadesi gerekmez.
[30] ipekle taharetlenmenin mekruh oluşunun sebebi, yararlı bir şeyin telef edilmemesi içindir. İpekle taharetlenmenin fakirliğe sebeb olacağı söylenir. Çünkü böyle birşey ile taharetlenmek, böbürlenmek ve taşkınlık olur. Bunlar ise fakirliğe götürücü sebeplerdendir.
Kaynak:SEBÎLÜ’L-FELÂH FÎ ŞERHİ NÛRU’L-ÎZÂH ve TERCÜMESİ 1
2 Yorum yapılmış Kendisiyle Temizlik Yapılabilen Sular (NURUL-İZAH)
OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ
12 Mart 2012 Saat 09:06
OKUNABİLİNECEK KISA DUALAR
1-”Ey kalpleri çekip çeviren Rabbim! Kalbimizi dînin üzere sâbit kıl.”
(Yâ mukallibel kulûbi sebbit kalbî alâ dînike)
2-Selamün kavlen min Rabbin Rahim. ..Rabbi inni mağlub.Fentesir ya Erhamerrahimin
3-Allahümme lekel hamdü la ilahe illa ente rabbi ve ene abduke amentu bike muhlisan leke fi esbahtü (emsaytü) ala dini inni ahdike ve va’dike mesteta tü etubu ileyke min seyyi ameli ve estağfiruke bizunubilleti la yağfiruha ila ente
4-Subhânallâhi ve bihamdihi. Subhânallâhil-azim.
5-Hasbiyallahu la ilahe illa huve aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbul arşil azim
6-La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehul mülki ve lehül hamdu yuhyi ve yumitu ve hüve hayyun la yemutu biyed’ ihil hayr ve hüve ala külli şeyin kadir.
7-La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim…..La İlahe İlla Ente Sübhaneke İnni Küntü Minezzalimin
8-Subhanellahi velhamdülillahi vela ilahe İllallahu vallahü Ekber.Vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyül azim
9-Allahümme ecirnî minennâr, ….. Estagfirullahi el Azim
10-Allahumme inni es’elüke hubbeke ve hubbu men yuhibbüke….
11-Allahumme el himniy rüşdi ve eızni şerre nefsi
12-Kuddüs’ üt tahiru min külle suin .. Rabbin surni alal gavmil mufsidin
13-İnnallahe la yağfiru en yüşreke bihi ve yağfiru ma dune zalike limen yeşa.
14-Rabbi inni zalemtu nefsiy zulmen kebirya ve la yağfiruz zunube ila ente yağfirli mağfireten min indike verhamni inneke entel gafirur rahim
15-Estağfirullah ellezi la ilahe illa Hu el Hayyul Kayyum ve etubu ileyh
16-Yâ Hayyü yâ Kayyûm Birahmetike esteğisü. Fe’aslıhlî şe’nî Küllehû ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin.
17-Allahummeğfirli zenbi küllehu ve dikkahu ve cillehu ve evvelehu ve ahirehu ve ala niyyetehu ve sırrahu….Allahümmehşürna fi zümretis salihin….
18-Rabbişrahli sadri ve yessirli emri. Vahlul ukdeten min lisanî yefğahu ğavli
19-”Bismillahi alâ dînî ve nefsî ve veledî ve ehlî ve mâlî ve makami.”
20-”Hasbiyellâhü lâ ilâhe illâ hüve aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbül’arşıl’azîm.”
21Bismillahirrahmanirrahim.Eûzu bi-afvike min ikâbike ve eûzu bi-ridâke min sahatike ve eûzu bike minke celle vechuke lâ-uhsî senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsike.”
22-BİSMİLLAHİLLEZİ LA YEDURRU MA’ASMİHİ ŞEY’ÜN FİL ERDİ VE LA FİSSEMAİ VE HÜVES SEMİÜL ALİM.. Rabbi inni lima enzelte ileyye min hayrin fağirun.
23Vezkur abdenâ Eyyûbe, iz nâdâ rabbehû ennî messeniyeş şeytânu bi nusbin ve azâbin.
24-Rabbi euzü bike min hemezeti’ş şeyatin ve eûzu bike rabbi en yahdurûn.
25-Estagfirullah min külli ma kerihallah… Ve hıfzan min kulli şeytanîn mârid
26-Şehidallahu ennehu la ilahe illa huvel melaiketü ve ulul ilmi kaimen bil kıst. La ilahe illa hüvel azizül hakim..
27-Rabbi inni zalemtu nefsi zulmen kebiyra ve lâ yağfiruz zunûbe illâ ente, fağfirli mağfireten min indike, verhamni, inneke entel gafûrur rahîm.
28-Allâhümmağfirli hatıyeti ve cehli ve israfı fi emri ve ma ente â’lemu bihî minni.
29-Allâhümmağfirli hezli ve ciddi ve hatai ve amdi ve küllü zâlike indi.
30-La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehul mülki ve lehul hamdu yuhyi ve yumit ve hüve
Hayyun la yemut. Biyed’ihil hayr ve hüve ala külli şeyin kadir
31- Sübhane Rabbiye’l-Azim…Semi Allahu Limen Hamide.. Rabbena leke’l-hamd..
32-Allahümme yâ ğaniyyu yâ hamîîdu yâ mübdiu yâ mûîdu yâ rahîmû yâ vedûd. Eğninî bi halâlike an harâmike ve bi-fadlike ammensivâk.
33-Estağfirullah el azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh (3 defa)
34-Ferdün Hayyun Kayyumun Hakemün Adlun Kuddusun . (ve dua edilmeli)
Ya Rabbi başta Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) olmak üzere bütün resul, nebi, elçi, evliya,asfiya ve onların iman etmiş ailelerine, ümmetlerine,sahabelere,tabiin ve tebai tabiine,Ehli Beyti Mustafa’ya, ailelerimize, sevdiğin kullarına,şehitlere,gazilere, mazlumlara,gariplere, yetim ve öksüzlere, akrabalarımıza,erenlere,şakirtlere,müritlere,cennet ehline,bütün alemlerdeki iman ehline,Senin rızan için çalışanlara,meleklere,zebanilere;Yarattıkların adedince,atomlar, rüzgarlar,moleküller,ışık huzmeleri, yağmurlar,karlar ,kumlar, yapraklar,sayılar,harfler, düşünceler,nesneler,ruhlar,nefesler,hareketler adedince,Seni tespih eden taneler adedince okunmuş Kuranlar,dualar,salavatlar ve Efendimizin Şefaatiyle birlikte Rabbim Senin Sıfatların büyüklüğünce selamımız ve hediyemiz olsun.El Fatiha
OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ
12 Mart 2012 Saat 09:06
SALATÜ SELAM VE SALAVATI ŞERİFELER (Bismillahirrahmanirrahim) .
1-Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammedin bi adedi ilmike.
2-Allahümme salli ve sellim ala seyyidina Muhammedin el-müştemili alel hakayiki.
3-Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali Muhammedin ve sellim.
4-Allahümme salli ala Muhammedin ve ala âli Muhammedin hatta yebka minessalati şey’ün, verham Muhammeden ve ala ali Muhammedin hatta la yebka minerrahmeti şey’ün ve barik ala Muhammedin ve ala ali Muhammedin hatta la yebka minel bereketi şey’ün ve sellim ala Muhammedin ve ala ali Muhammedin hatta la yebka minesselami şey’ün.
5-Allahümme salli ve sellim ala seyyidina Muhammedin adede ma ehate bihi ilmüke ve ma cera bihi kelamüke.
6-Allahümme salli ve sellim ala gayetil âlemine ve ayetil âlemine.
7-Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin kema yenbeği lişerefi nübüvvetihi ve li izami kadrihil azim.
8-Allahümme salli ala men hatemte bihirrisalete ve eyyedtehu binnasri vel kevseri veşşefaati.
9-Allahümme salli ve sellim ala seyyidina ve nebiyyina ve habibina Muhammedin fil evvelin.
10-Allahümme salli ve sellim ala seyyidina ve nebiyyina ve habibina Muhammedin fil ahirin.
11-Allâhümme salli alâ Muhammedin ve enzilhül münzelel mukarrebe indeke yevmel kiyâmeti
12- Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve resûlike ve alel mü’minîne vel mü’minât vel müslimîne vel müslimât
13-Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedinin nebiyyi kemâ emertenâ en nusalliye aleyh,
14-Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve resûliken nebiyyil ümmiyyi.
15- Allâhümme salli alâ Muhammedin kemâ hüve ehlühû, Allâhümme salli alâ Muhammedin kemâ tuhibbü ve terdâ lehû
16- Salavâtullâhi ve melâiketihî ve enbiyâihî ve rusülihi ve cemîi halkihî alâ seyyidinâ Muhammed ve alâ âlihî ve aleyhisselâm ve rahmetullâhi ve berekâtühû.
17-.Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi adede kemalillahi ve kema yeliyku bi kemalih.
18-Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin adede ma fi ilmillahi salaten daimeten bi devami mülkillah.
19- Allâhümme enzilhül mak’adel mukarrebe indeke yevmel kiyâmeti
20 *Allahümme salli ala Muhammedin ve Ademe ve Nuhin ve İbrahim’e ve Musa ve İsa ve Yusuf ve Yahya ve Eyyüp ve Harun ve İsmail ve İshak ve Yakup ve İdris ve Süleyman ve Zekeriya ve Zülkif ve Hud ve Sit ve Salih ve Zülkarneyn ve Şuayp ve Hızır ve İlyas ve Davut ve Lokman ve Uzeyr ve Yunus ve Lut ve Yuşa ve Danyal ve Ehli beyti Mustafa ve ma beynehum minen nebiyyine vel mürselin, salavatullahi ve selamuhu aleyhim ecmain
21*Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve eshâbihî ve evlâdihî ve ezvâcihî ve zürriyyetihî ve ehli beytihi Mustafa ve ashârihi ve ensârihî ve muhibbîhi ve ümmetihî ve aleynâ meahüm ecmaîn.
22-*Subbanallahi ve bihamdihi Subhanallahil azim, estağfirullahe ve etübu ileyh
23-Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve tekabbel sefâatehül kübrâ ve erfe’a derecetehül ulyâ ve âtihî sü’lehû fil âhireti vel ûlâ kemâ âteyte Ibrâhîme ve Mûsâ.
24- Allahümme salli ala Muhammedin ve enzilhül münzelel mükarrabe minke yevmel kıyameh*
25-Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina muhammedinil fatihı lima uğlika vel hatimi li ma sebeka ven nasırıl hakkı bil hakkı vel hadi ila sıratıkel müstekıymi sallellahü aleyhi ve ala alihi ve ashabihi hakka kadrihi ve mikdarihil azim.
26-Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi adede in’amillahi ve ifdalih
27- *Allahümme lekel hamu la ilahe illa ente rabbi ve ene abduke , Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin ve ala alihi adede in’amillahi ve ifdalih
28-”Lâ ilâhe illellâhu adede kelimâtihi Lâ ilâhe illellâhu adede halkıhî Lâ ilâhe illellâhu zînete arşihi ,Lâ ilâhe illellâhu mile semâvâtihi Lâ ilâhe illellâhu misle zalike meahü vel hamdülillâhi misle zalike meahü,Allâhummeğfir li zunûbi”
29-Allahümme salli ala Muhammedin ve Ademe ve Nuhin ve İbrahime ve Musa ve İsa ve Süleyman ve Davut ve Yahya ve Yakup ve Yunus ve Yusuf ve Sit ve İdris ve Hud ve Salih ve Zülkarneyn ve Lut ve İsmail ve İshak ve Eyüp ve Şuayp ve Harun ve Hızır ve İlyas ve Zülkif ve Lokman ve Uzeyr ve Zekeriya ve Yuşa ve Danyal ve Ehli beyti Mustafa ve ma beynehüm minen nebiyyine vel mürseliyn, Salavatüllahi ve selamühü aleyhim ecmain.Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedinil fatihi lima uğlika vel hatimi li ma sebeka ven nasırıl hakkı bil hakkı vel hadi ila sıratıkel müstekımi, sallellahü aleyhi ve ala alihi ve ashabihi hakka kadrihi ve mikdarihil azim.
OKUNABİLİNECEK KISA DUALAR
1-”Ey kalpleri çekip çeviren Rabbim! Kalbimizi dînin üzere sâbit kıl.”
(Yâ mukallibel kulûbi sebbit kalbî alâ dînike)
2-Selamün kavlen min Rabbin Rahim. ..Rabbi inni mağlub.Fentesir ya Erhamerrahimin
3-Allahümme lekel hamdü la ilahe illa ente rabbi ve ene abduke amentu bike muhlisan leke fi dini inni esbahtü (emsaytü) ala ahdike ve va’dike mesteta tü etubu ileyke min seyyi ameli ve estağfiruke bizunubilleti la yağfiruha ila ente
4-Subhânallâhi ve bihamdihi. Subhânallâhil-azim.
5-Hasbiyallahu la ilahe illa huve aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbul arşil azim
6-La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehul mülki ve lehül hamdu yuhyi ve yumitu ve hüve hayyun la yemutu biyed’ ihil hayr ve hüve ala külli şeyin kadir.
7-La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim…..La İlahe İlla Ente Sübhaneke İnni Küntü Minezzalimin
8-Subhanellahi velhamdülillahi vela ilahe İllallahu vallahü Ekber.Vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyül azim
9-Allahümme ecirnî minennâr, ….. Estagfirullahi el Azim
10-Allahumme inni es’elüke hubbeke ve hubbu men yuhibbüke….
11-Allahumme el himniy rüşdi ve eızni şerre nefsi
12-Kuddüs’ üt tahiru min külle suin .. Rabbin surni alal gavmil mufsidin
13-İnnallahe la yağfiru en yüşreke bihi ve yağfiru ma dune zalike limen yeşa.
14-Rabbi inni zalemtu nefsiy zulmen kebirya ve la yağfiruz zunube ila ente yağfirli mağfireten min indike verhamni inneke entel gafirur rahim
15-Estağfirullah ellezi la ilahe illa Hu el Hayyul Kayyum ve etubu ileyh
16-Yâ Hayyü yâ Kayyûm Birahmetike esteğisü. Fe’aslıhlî şe’nî Küllehû ve lâ tekilnî ilâ nefsî tarfete aynin.
17-Allahummeğfirli zenbi küllehu ve dikkahu ve cillehu ve evvelehu ve ahirehu ve ala niyyetehu ve sırrahu….Allahümmehşürna fi zümretis salihin….
18-Rabbişrahli sadri ve yessirli emri. Vahlul ukdeten min lisanî yefğahu ğavli
19-”Bismillahi alâ dînî ve nefsî ve veledî ve ehlî ve mâlî ve makami.”
20-”Hasbiyellâhü lâ ilâhe illâ hüve aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbül’arşıl’azîm.”
21Bismillahirrahmanirrahim.Eûzu bi-afvike min ikâbike ve eûzu bi-ridâke min sahatike ve eûzu bike minke celle vechuke lâ-uhsî senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsike.”
21-BİSMİLLAHİLLEZİ LA YEDURRU MA’ASMİHİ ŞEY’ÜN FİL ERDİ VE LA FİSSEMAİ VE HÜVES SEMİÜL ALİM.. Rabbi inni lima enzelte ileyye min hayrin fağirun.
22Vezkur abdenâ Eyyûbe, iz nâdâ rabbehû ennî messeniyeş şeytânu bi nusbin ve azâbin.
23-Rabbi euzü bike min hemezeti’ş şeyatin ve eûzu bike rabbi en yahdurûn.
24-Estagfirullah min külli ma kerihallah… Ve hıfzan min kulli şeytanîn mârid
25-Şehidallahu ennehu la ilahe illa huvel melaiketü ve ulul ilmi kaimen bil kıst. La ilahe illa hüvel azizül hakim..
26-Rabbi inni zalemtu nefsi zulmen kebiyra ve lâ yağfiruz zunûbe illâ ente, fağfirli mağfireten min indike, verhamni, inneke entel gafûrur rahîm.
27-Allâhümmağfirli hatıyeti ve cehli ve israfı fi emri ve ma ente â’lemu bihî minni.
28-Allâhümmağfirli hezli ve ciddi ve hatai ve amdi ve küllü zâlike indi.
29-La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehul mülki ve lehul hamdu yuhyi ve yumit ve hüve
Hayyun la yemut. Biyed’ihil hayr ve hüve ala külli şeyin kadir
30- Sübhane Rabbiye’l-Azim…Semi Allahu Limen Hamide.. Rabbena leke’l-hamd..
31-Allahümme yâ ğaniyyu yâ hamîîdu yâ mübdiu yâ mûîdu yâ rahîmû yâ vedûd. Eğninî bi halâlike an harâmike ve bi-fadlike ammensivâk.
32-Estağfirullah el azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh (3 defa)
33-Ferdün Hayyun Kayyumun Hakemün Adlun Kuddusun . (ve dua edilmeli)
Ya Rabbi başta Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) olmak üzere bütün resul, nebi, elçi, evliya,asfiya ve onların iman etmiş ailelerine, ümmetlerine,sahabelere,tabiin ve tebai tabiine,Ehli Beyti Mustafa’ya, ailelerimize, sevdiğin kullarına,şehitlere,gazilere, mazlumlara,gariplere, yetim ve öksüzlere, akrabalarımıza,erenlere,şakirtlere,müritlere,cennet ehline,bütün alemlerdeki iman ehline,Senin rızan için çalışanlara,meleklere,zebanilere;Yarattıkların adedince,atomlar, rüzgarlar,moleküller,ışık huzmeleri, yağmurlar,karlar ,kumlar, yapraklar,sayılar,harfler, düşünceler,nesneler,ruhlar,nefesler,hareketler adedince,Seni tespih eden taneler adedince okunmuş Kuranlar,dualar,salavatlar ve Efendimizin Şefaatiyle birlikte Rabbim Senin Sıfatların büyüklüğünce selamımız ve hediyemiz olsun.El Fatiha